17 Aralık 2011 Cumartesi

GAP İSRAİL'İN KARA SEVDASI



GAP Projesi'nin bölge ülkelerinin baskıları nedeniyle Dünya Bankası tarafından finanse edilmeyişi, İsrail'in çeşitli finansman ve teknoloji aktarımı teklifleri ile Türkiye'nin önüne çıkmasını sağladı. İsrail GAP'a ilgisini bölgede arazi alımlarıyla göstermiş, tarımsal işbirliği adı altında birçok İsrailli uzman bölgeyi ziyaret etmişti. Arazi alımları ise hâlâ son hızla devam ediyor ve İsrail'in bu bölgeye yönelik uzun vadeli plânları adım adım ilerliyor. Tarımsal işbirliğinin üzerinde ısrarla duran İsrailli uzmanlar, 90'lı yılların başında Türk Tarim Bakanligi'nda bir "Israil Masasi" olmasi talebinde bile bulunmuşlardı. İsrailliler GAP'la ilgili bütün gelişmelere açık olduklarını 1993 yılında Gaziantep Ticaret Odası'nı ziyaretlerinde de belirtmişlerdi. 20 kişilik İsrailli grup GAP'la ilgili bu ziyaretlerinden çok olumlu sonuçlar aldıklarını da söylemişlerdi. İsrail daha sonra kendi Tarım Bakanlığı'nda GAP'ın ön fizibilite çalışmaları için 300 bin dolar tahsis ettiğini bildirdi. Ayrıca Türkiye'deki devlet çiftliklerinin özelleştirmesi çalışalarında, İsrail Tarım Bakanlığı yine işbirliği önerdi. Milliyet, 13 Haziran 1995 tarihli "GAP'a Uluslararası İlgi Artıyor" başlıklı haberinde İsrail'in GAP'a yaptığı yatırımları konu edinmişti. Bu dönemde İsrailli finans şirketleri GAP'a kredi sağlama yarışına girerken, zirai firmaları bölgede incelemelerde bulunmaya başladılar. Bu dönemden sonra görüşmelerin sayısı hızla arttı. Ağustos 96'da ise İsrail Tarım Bakanlığı GAP bölgesinde arazi alımı için başvuruda bulundu. İsrail'in projeye ortak olabilme çabaları, Türkiye-İsrail ikili görüşmelerinin halen önemli bir gündem maddesini oluşturuyor. İsrail'in eski Ankara Büyükelçisi David Granit de İsrail'in tarımsal işbirliğine hazır olduğunu belirtiyor, İsrail'in sulama ve deniz suyunu kullanılır hale getirme teknolojisindeki üstünlüğü sayesinde "GAP için ideal bir ortak" olabileceğini söylüyor ve ekliyordu: "GAP gibi bilinçli bir bölgesel plânlamayı öngören, yöre halkına refah getirecek bir projeye tam destek veriyoruz." (Amberin Zaman, "Kaçınılmaz Ortaklık", Avrasya Dosyası (İsrail Özel), Cilt 1, Sayı 3, Sonbahar 1994, shf. 130-32.)

İsrail'in bir sonraki Büyükelçisi Zvi Elpeleg de GAP hayranlarındandı. 'İsrail'in suya ihtiyacı olduğunu, Türkiye'nin ise su açısından şanslı bir ülke olduğunu" belirten Elpeleg "gelişmiş bir sulama sisteminin kurulması ve bunun tarımda kullanılması durumunda GAP bölgesinin California olacağını" da öne sürmüştü. (Yeni Yüzyıl, 4 Mart 1996.) Türkiye ziyareti sırasında GAP projesini yerinde gören Cumhurbaşkanı Ezer Weizmann'in da projeye İsrail'in katılımını önermişti. Basındaki haberlere göre, "Fırat Nehri üzerine 21 adet baraj yapımını öngören bu entegre tarım-sanayi projesi, Weizmann'i çok etkilemiş"ti. (Amberin Zaman, "Kaçınılmaz Ortaklık", Avrasya Dosyası (İsrail Özel), Cilt 1, Sayi 3, Sonbahar 1994, shf. 130-32.)

Öte yandan, "Mossad hesabına çalisan iş adamı" olarak tanınan Shaul Eisenberg de GAP'a yatırım yapmaya hazırlanıyordu. Eisenberg'in varlığı ile gündeme gelen "Mossad baglantısı", İsrail'in "tarımsal işbirliği" kavramı ile daha da güçleniyordu. Çünkü "tarımsal işbirliği" görüntüsü, Mossad'ın üçüncü ülkelerle kurduğu baglantıların kamuflâjı olmuştu her zaman. Eski Mossad ajanı Victor Ostrovsky, "Mossad, diğer bütün Afrika ülkelerinde olduğu gibi Güney Afrika'ya da askeri danışmanlar, tarım uzmanları ya da diplomat görüntüsü altında ajanlarını yerleştirdi" diye yazarken buna dikkat çekiyordu. (Victor Ostrovsky & Claire Hoy, By Way of Deception, ss. 150-51.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder