4 Haziran 2012 Pazartesi

codex alimentarius nedir?


1.anlam; bilmemiz istenilenler:

latince "gida kodu" anlamindadir.
günümüzdeki anlamı, codex alimentarius komisyonu'nun onayından geçen bütün standartları ve üye ülkelerce derlenmiş tabloları kapsar. codex sistemi, dünya ticaretinin geliştirilmesi açısından, ticaretin kolaylaştırılmasının ve uluslararası geçerliliği olan standartların harmonizasyonunun gerekliliğinin anlaşılması üzerine oluşturuldu. codex alimentarius komisyonu: 1962 yılında düzenlenen ortak bir fao/who ortak gıda standardı programını uygulamak için kuruldu. cac (codex alimentarius commission), fao ve who'nun yardımcı bir kuruluşudur. programın amaçları :

-tüketici sağlığını korumak, 

-gıda ticaretinde uygulamaları doğru ve güvenli kılmak, 

-uluslararası alanda hükümetlerdışı (non-govermental) ve milletlerarası kuruluşların üstlendikleri tüm gıda standart çalışmalarının koordinasyonunu sağlamak, 

-ilgili kuruluşlarının yardımıyla oluşturulan standart taslaklarının hazırlanmasında öncelikleri belirlemek ve çalışmaları başlatmak, 

-standartları, hükümetlerin kabulünden sonra bölgesel düzeyde veya dünya genelinde standartlar olarak bir codex kodunda toplamak.


2.anlam; bilmemiz istenmeyenler:


Piramit, insanoğlunun en eski kutsal sembollerinden biridir. Eski Mısır'dan Maya medeniyetine, birbiriyle alakası olmayan birçok antik medeniyet tapınaklarını piramit şeklinde inşa etmiştir. Geçtiğimiz yıllarda Avrupa'da bile piramit kalıntıları bulundu. Binlerce yıl boyunca insanoğlunun kolektif hafızasına kazınmış önemli bir sembol yani.Şimdi şu logoya dikkatli bakın:


Bu logo, bütün dünyaya yayılmakta olan gıda standartlarını belirleme organizasyonu Codex Alimentarius'un logosu. Logoda en çok dikkat çeken elementler, eski Mısır tapınaklarını andıran piramit ve dünyada birçok kültürde kutsal nimet kabul edilen buğday başakları. Bu şaibeli kurum güya tüketici sağlığını korumak ve uluslararası gıda standartlarını belirlemek amacına hizmet ediyor ama kazın ayağı hiç de öyle değil. Adamların asıl amacı, GDO'lu toksik gıdaları bütün dünyaya kakalamak, organik tarımı bitirmek ve vitamin haplarına, şifalı bitkilere inanılmaz kısıtlamalar getirip bunları reçeteli ilaç kapsamına sokmak suretiyle alternatif tıbbı da bitirmek.

Adamların amacı:

1. Yediğiniz GDO'lu, hormonlu, toksik gıdalarda olmayan vitamin ve mineralleri hap olarak alıp kanser ve diğer hastalıklardan korunma opsiyonunu yok etmek,

2. İlaç firmalarının zenginliğine zenginlik katmak.

Codex Alimentarius komisyonu, gıda ve tarımda uluslararası standartları belirliyor. AB ülkelerinden bazıları ve Obama yönetimi altında ABD, bu rezilliğe imza atmış durumda. Codex Alimentarius maddelerinden birkaçına bakalım:

* Hiçbir  bitki, vitamin, mineral ve doğal ürün hastalıktan korunma ya da tedavi amacıyla satılamaz.

* Vitamin-bitki ürünleri yiyecek olarak satılabilir, ancak  komisyon tarafından belirlenen dozları aşmamak şartıyla. Komisyonun belirlediği dozlar tabiiki gülünç derecede düşük, mesela 100mg C vitaminini alsan ne olur almasan ne olur? Gripten, diğer virüslerden ve kanserden korunmak için günde en az 6000 mg C vitamini+3000mg L-lysine almak gerekir. Bu adamlar koca bir kutu C vitaminini toplam olarak 500 mg yapsa mesela, hastalıktan korunmak için her gün birkaç kutu içmek gerekecek. Tabii vitamin ürünlerini doktor reçetesiyle satılan pahalı ilaçlar haline getirecekleri için hastalıklardan korunmak amacıyla vitamin-mineral almak imkansız hale gelecek.

* RDA'sız ürünler (krom, selenyum, bioflavonoidler, Co Q10) reçeteli ilaç kapsamına alınacak ve bunların reçetesiz satışı illegal hale getirilecek. 

* Yeni vitamin ürünleri komisyon tarafından onaylanmadan piyasaya sürülemeyecek.

Bu kuralları ortaya atan komisyon 3 dev Alman ilaç firmasından oluşmakta: Hoechst, Bayer, ve BASF. Bu kurallar Almanya ve Norveç'te şu an yürürlükte. Almanya'da reçetesiz  alınabilen en yüksek doz C vitamini şu anda 200mg. E vitamini tabletleri 45 mikrogramı, B1 vitamini tabletleri 2.4 miligramı aşamıyor. Daha yüksek doz için doktor reçetesi şart.

Almanya ve Norveç'te yaşayanlar kanserden korunmak için Linus Pauling'in önleyici tedavisini uygulayıp yüksek dozda C vitamini alma lüksüne sahip değil. Doktor reçetesiyle alınanları da anasının nikahı fiyatına. Bir kutu C vitamini 120 dolar gibi korkunç fiyatlara satılıyor. Bu ülkelerde vitaminler karaborsaya düşmüş durumda. Yakın gelecekte insanlar uyuşturucu alır gibi sokak torbacılarından vitamin almak zorunda kalacak.



GDO'lu gıdalar ve süpermarketlere gelen bütün yiyeceklerin radyasyonla dezenfekte edilmesi yüzünden gıdaların doğal vitamin ve mineral oranı iyice dibe vurdu, yetersiz beslenmekten hasta olmak istemeyen bilinçli insanların vitamin-mineral haplarıyla sağlıklarını koruması Alman ilaç kartelleri tarafından uydurulan Codex Alimentarius yüzünden imkansız hale getirilmekte. Herkes hasta olsun da beyzadeler daha çok ilaç satıp trilyonlarına trilyonlar katsın diye. Geberesice deyyusların gözü bir türlü doymuyor, bu şerefsizler zaten herkesten zengin ama daha fazlasını istiyorlar.  

Biliyorum Türk milleti vitamine rağbet eden bir millet değil, ama GDO'lu ve besin değerini kaybetmiş süpermarket gıdaları yüzünden vitamin eksikliği hastalıkları iyice ayyuka çıkınca yana yakıla vitamin hapı aramaya başlar bizim millet. Şu an her 3 aileden birinde meme kanseri var. Türkiye'de kimi tanıyorsam ya annesi, ya teyzesi, ya ablası ya da komşusu meme kanseri hastası. Lösemili çocuklar hastaneleri dolduruyor. ABD'de de aynı terane. Kanserojen maddeler her yanı sarmış durumda, insanlar sağlık konusunda bilinçlenip vitamin kullanımını öğrendiği zaman iş işten geçmiş olacak. Şu an Türkiye'de 1000 mg tablet olarak C vitamini zor bulunuyor ve ABD'dekinin birkaç misli pahalı. Türkiye bu saçmasapan standartlara  imza attı mı bilmiyorum, ama imza atmadıysa bile durum epey kötü görünüyor şu an. 

Bu Codex Alimentarius'un yediği diğer bir halt da dünyada birçok ülke tarafından yasaklanan toksik tarım ilaçlarını yeniden piyasaya sürmek. Bu da tarım ilacı kartellerinin yaptığı lobiler ve bu uydurma komisyona soktuğu üst düzey yöneticilerinin marifeti:


Vitaminlere, şifalı otlara her türlü kısıtlamayı getiren Codex Alimentarius, nedense GDO'ları, zehirli tarım ilaçlarını, hormonlu gıdaları, yiyeceklerde tarım ilacı kalıntılarını ve kanserojen katkı maddelerini serbest bırakıyor. Gittim resmi web sitelerinde yayınladıkları bazı standartlara baktım. Hayvan ürünlerinde veteriner ilacı kalıntıları, tarım ürünlerinde tarım ilacı kalıntıları şu kadar olabilir diye standartlar belirlemişler. zehirin standartı mı olur? O zehir kalıntılarının, antibiyotiklerin, veteriner ilaçlarının hiçbirinin gıdalarda olmaması lazım. Vitaminlere narkotik muamelesi yapar, zehirli maddelerin gıdaya bulaşmasına cevaz verirler. Bu adamlar sizin sağlığınızı değil, ecza ve tarım ilacı kartellerinin menfaatlerini gözetiyor.




2 yorum:

  1. Öncelikle teşekkürler Sadece Codex Alimentarius değil, Gıda ile ilgili ISO 9000 ve 22000 de bu kapsamda değerlendirilmeli. Ve burada amaç kar gibi görünse de aslında dünya nüfusunu azaltma prejesi bu ve II. Dünya savaşı SS Nazi savaş suçlusu Fraben şirketinin sahibi tarafından önerilmiş ve uygulanmaya başlanmış. Dünyanın başı bir kez daha Nazilerle sertte bu defa durum çok ciddi.

    YanıtlaSil
  2. sana katılıyorum bu işten mukemmel para kazanıyorlar ve amaclarınada ulasıyorlar insanlıgın daha fazla geç kalmadan uyanması lazım.

    YanıtlaSil