21 Mart 2012 Çarşamba

Kemalistlerin içinde bulunduğumuz durumu anlayamaması


Bir arkadaşınız ile Televizyonda ilk kez yayınlanan bir film izliyorsunuz... Telefonunuz çaldı, bir tanıdığınız sizinle mühim bir konuyu görüşmek istediğini söylüyor. Bu yüzden filmi izlediğiniz oturma odasından çıkıyorsunuz ve mutfakta telefon görüşmenizi yapıyorsunuz. 10 dakikadır devam eden telefon görüşmesi esnasında, aniden, oturma odasında filmi izleyen arkadaşınızın "Eyvah" çığlığı ile irkiliyorsunuz... Çok kötü birşey olduğunu düşünüyor ve hemen oturma odasına koşuyorsunuz. Arkadaşınızı; Televizyona odaklanmış ve gözleri adeta yerinden fırlamış bir halde buluyorsunuz. Ekrana bakıyorsunuz, fakat sakin bir şekilde yemek yiyen iki kişi görüyorsunuz. Dolayısıyla arkadaşınızın çığlık atmasıyla filmdeki bu sakinliği bağdaştıramıyor ve bir anlam veremiyorsunuz. Zira filmdeki iki kişiden birinin, diğerinin yemeğine zehir koyduğu sahneyi görmediniz. Sizin için sıradan bir öğle yemeği... Ama geçmişte katilin zehiriyle, gelecekte ise yemeği yiyenin ölümüyle bağlantılı. Ve siz ne geçmiş ne de gelecekle ilişkilendiremediğiniz bu "anı" anlamıyorsunuz.


Işte kemalistler de böyledir. Eski yazının kaldırılmasıyla birlikte, tarihe ait ne varsa okuyamaz oldular ve bunun neticesinde geçmişleriyle bağları kopmuştur. Bu da yetmedi... Okullarda, yeni yazıyla, üstelik geçmişi inkar anlayışıyla yazılmış yalan tarih kitaplarına mahkum edildiler... Dolayısıyla herşey "Atatürk ile başladı" temeli üzerine inşa edilmiş, böylece kaçınılmaz olarak bu "anı" anlayamaz ve geleceği göremez oldular... Zira tarih tekerrürden ibarettir. Tarihini bilmeyen milletlerin geleceği karanlıktır ve asla geleceklerini kuramazlar.


Filmin bütünü yerine "anı" izleyen kemalistler, geçmişi okuyamadıkları ve anı anlayamadıkları gibi, gelecek tehlikeyi de göremiyorlar. Sanki görememeleri için kurulmuş bir düzendir bu. Düzenin kurucuları, geçmişi bilen, bu anı ve geleceği görenlerin, kemalistleri uyandırmasını önlemek maksadıyla kemalistlerin "anlık haz" almaları ve böylece düzenden kopmamalarını amaçlayan birtakım yöntemler geliştirilmişlerdir.


Çünkü geçmişten ve gelecekten kopuk bir vaziyette "anı" yaşayan kemalistleri yalana bağlamanın tek yolu; nefse hoş gelen "anlık hazlardır."


Bu yöntemlerden birisi "slogan"dır.


Kemalistlerin gerçekler karşısında cevap veremeyip slogan atmaları ve bu "anlık haz" ile düzenlerinin meşru olduğuna inanmaları bundan kaynaklanmaktadır.


Bu sloganlardan bazıları şöyledir;


Atatürk olmasaydı...


Atam izindeyiz


Ya sev ya terk et


Türkün Türkten başka dostu yoktur


Atatürk'e dil uzatma sebepsiz. Sen anandan yine çıkardın ama, Baban kim olurdu bilemezdin şerefsiz.


Kullandığın parada bile Atatürk'ün resmi var.


Türkiye Laiktir, Laik kalacak


Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.


Gördüğünüz gibi bu sloganlar; ilmî değeri olmayan sözlerdir, ancak bu ve benzer sloganlar gerçeğin üstünü örtmek maksadıyla kullanılmaktadır.


Tarih ve Din Araştırmaları Merkezi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder