20 Ocak 2012 Cuma

Soya Ekimine Gizli Ambargo

Şimdi, soya da nereden çıktı ve soyayla ilgili ne gibi bir komplo olur dediğinizi duyar gibiyiz. Ancak acele etmeyin. Türkiye gibi 'azgeliştirilmekte' olan ülkeler için can simidi olabilecek soyayı kimler Türkiye gündeminin dışına itiyor kararı siz verin. Soya konusunda Türkiye'deki en yetkin isimlerden biri olan İbrahim Tütüncüoğlu beye makalesi için teşekkür ediyoruz.

SOYA'DA İNCE İŞLER

- Tıp literatüründe protein eksikliği olarak tanımlanan "kronik açlık" dünyada 200 milyonu 5 yaş altı çocuklarda olmak üzere 800 milyon insanın sorunu. Sosyal Yardımlaşmayı ve Dayanışmayı Teşvik Fonu verilerine göre ise Türkiye'de "resmen" 4 milyon 68 bin 811 fakir bulunuyor ve bu rakam gayri resmi olarak 10 milyona ulaşıyor.

- Tıbben insanlara 22 amino asit gerekli ve bunun 14'ünü vücut sentezleyebiliyorken 8'ini dışarıdan almak zorunda. Et, süt, yumurta, balık, tavuk gibi gıdalarda bulunan "8 elzem amino asit"e 1. sınıf protein deniyor ve sadece hayvani gıdalarda bulunabiliyor. Hayvani gıdalar dışında bu özelliklere sahip tek ürün ise soya.

- Soyanın bu müthiş besin değerinden yararlanılarak geniş halk kitlelerinin protein ihtiyacı sadece ekmekle karşılanabilir. Bir insanin yeterli beslenebilmesi için bir günde kabaca kilosu kadar 0.45 gram 1. Sınıf protein alması gerekiyor. Türkiye'nin ortalama kilosu ise [yaşlı- genç,büyük- çocuk (0- 60 yaş grubu)] 50 kg. Bunun anlamı yeterli beslenme için günde bir Türk insaninin asgari 37.5 gr. hayvani yani birinci sınıf protein alması gerektiği. Bu bağlamda normal ekmeğe (250 gr.) eklenen 75 gr soya, ete kıyasla bir insanın bir günlük bütün protein ihtiyacını 1 dolar daha ucuza sağlayabiliyor. Ülkemizde 10 milyon insanın bunu hayata geçirmesi halinde ete kıyasla 4 milyar dolar net gelir sağlarken iyi bir organizasyonla açlık sorununun 3 ayda ortadan kalkması mümkün.

- Bu sonuca ulaşmak için uygulamanın önce acilen büyük şehirlerin Halk Ekmek fabrikalarında başlatılması ve bilahare Tarım Bakanlığı'nın fırıncı odaları ile temasa geçmesi ile yaygınlaştırılması gerekiyor.

TSK'da soyalı ekmek uygulaması

- Amerikan ordusu başta olmak üzere diğer dünya orduları soyayı beslenme kalitesini ve fizyolojik performansı yükseltmesine ilaveten getirdiği büyük kârlılıktan dolayı tercih ediyorlar. TSK'daki bir askerin ortalama 70 kg. olduğunu varsayarsak günlük protein ihtiyacının 52.5 gram olduğunu görürüz. Bu ihtiyaç etle karşılanmaya kalkılırsa günde asker başı 300 gram et tüketilmesi gerekmekte (Etin 100 gramında %17 protein var). Bunun maliyeti ise etin kilosu 3- 4 milyon TL olarak hesaplanırsa 1- 1,2 milyon TL'dir. Oysa 1. Sınıf proteinleri içeren tek bitki olan soya ekmekte kullanılırsa söyle bir hesap ortaya çıkıyor: 250 gr.'lık ekmeğe katılan 100 gram soya unu bir askerin günlük protein ihtiyacının en kaliteli (kolesterolsüz ve lifli) şekilde sağlarken asker başı günde 1 dolar kârlılık sağlamakta. Ordumuz bünyesindeki 500.000 asker için 365 günde bu kârlılık 182,5 milyon dolar bir tasarruf anlamına geliyor. Bu da beheri 12 milyon dolardan 15 adet F- 16 uçağının her yıl gelir olarak haneye yazılması anlaminda.

PAHALILIĞA VE İŞSİZLİĞE SON

- Soya ile süt ürünleri 8 misli daha ucuza mal edilebiliyor. Bunun anlamı yıllık 8 milyar dolar olan (aslında 16 milyar dolar olması gereken) süt ve süt ürünleri tüketiminin 1 milyar dolara çekilmesi demek.

- 1-1,5 milyar TL. değerindeki iyi cins bir süt ineğinden günlük süt alımı sadece 30 litre. Sürekli ve ihtimamlı bakım, kaliteli yem, veteriner ve ahır isteyen, bunun yanısıra hastalık ve ölüm riski de bulunan ineklere alternatif olan soya sütü makinelerinin ithal fiyati 7 milyar TL. (Fakat, ben aynı işi gören makineyi 200 milyon TL civarında imal etmiş durumdayım.)

- Yaklaşık 50 milyar TL değerindeki 33 ineğin bir günde üretebileceği 1000 lt. sütü soya sütü makinesiyle es değer kalitede çok daha kolay bir şekilde elde etmek mümkün.

- Bu makinaların özellikle işsizlik olan ve büyükbaş hayvancılığın göç nedeniyle yok olduğu Doğu, Güneydoğu ve Karadeniz gibi yörelerdeki halka organize bir şekilde dağıtılması ekonomik sorunlara, göçe ve diğer sosyal yaraların çözümüne de yardımcı olacağı kesin.

- 1 kg. soya ile 10 litre suyun oluşturduğu soya sütü ile süt tozu, yoğurt, dondurma, peynir, margarin vb. gibi ürünler de 8'de 1 fiyata aynı tad, görüntü ve besin değerinde imal edilebiliyor. (Soya için mucize bitki demiş miydik?)

- İnek ve soya sütünün kıyasi şöyle: Su inek sütünde yüzde 87.4, soya sütünde yüzde 90 oranında, protein inek sütünde 3.4, soya sütünde 3.5 oranında, yağ inek sütünde 3.7, soya sütünde 2.8, karbonhidrat ise inek sütünde 4.8, soya sütünde 3.1 oranında bulunuyor.

SOYA ZENGİNLİĞİN ANAHTARI

- Normal ekmeğe %5 oranında katıldığında soya unu bayatlamayı 3- 4 günden 10- 15 güne çıkartarak geciktiriyor. Böylece günde 27 milyon ekmek çöpe atılmaktan kurtuluyor. Basit bir hesapla bu şekilde, yılda 4 milyon ton yani 1 milyar dolarlık bugday israfı önlenebilir.

- Taze (yeşil) soya % 12 protein ile taze fasulye (% 7.6) veya bezelyeden (%5.4) çok daha üstün ve piyasada tüketilebilecek bir gıda. Ayrıca çiftçilerimiz için yeni bir üretim ve kazanç kapısı.

- Soyadan et, kıyma, sosis, sucuk vb. gıdalar hayvansal orijinallerine kıyasla 10 misli ucuza aynı tat, görüntü ve besin değerinde imal edilebilmekte. Bu ürünleri üretecek fabrikaların ülkenin dört bir yanına acilen kurulması gerekmektedir.

DOĞAL VE ZARARSIZ GÜBRE

- Şu anda çiftçilerimizin en büyük sorunu ve gündemin bir numaralı meselesi pahalı gübredir. Ülke topraklarımız azotça zayıftır. Oysa soya, hektar başına 50 kg. azotu havadan toprağa kökündeki ribozyum bakterileri sayesinde bir gübre fabrikası gibi bedavaya sağlıyor. Ayrıca hasattan arta kalan dal, kök, yaprak, sap, kapçık da çok yüksek azot içerdiği için birinci ürün olarak ekildiğinde azotça fakir olan ülke topraklarimızı sun'i gübreye gerek bırakmadan güçlendirir. Yılda gübre için devletin ayırdığı ½ milyar dolar subvansiyon ortadan kalkarken fasulye, mercimek vb. gıdaların da fiyati ucuzlatılmış çiftçimizin de rahatça çalışması sağlanmış olur.

- Ekoloji ve ekonomi alanında ilahi bir mucize olan soya yılda 50 kg. sığır proteini elde edilebilen bir üretim alanından 500 kg. eşdeğer protein sağlayarak su israfını 15 misli, enerji harcamasını 2 misli azaltıyor.

ŞİFA KAYNAĞI

- Yüksek miktardaki birinci sınıf proteinin yanısıra içerdiği kalsiyum, fosfor, demir, bakır, manganez, potasyum, kükürt, klor, nikel, sodyum gibi mineraller, A, B1, B2, C, D, E, K vitaminleri ile soya, hakkında uluslararası sempozyumlar düzenlenen hemen hemen tek bitki. 15- 18 Eylül 1996 tarihinde Brüksel'de "Kronik hastalıkların iyileştirilmesi ve önlenmesinde soyanın rolü" adlı 2. Uluslararası Sempozyumda 18 ülkeden 80 doktor, diyetisyen, biyolog ve laborant tarafından soyanın sağlıklı yaşam ve hastalıkların önlenmesindeki rolü yeniden ele alındı.

DAMAR HASTALIKLARINA SON

- Günümüzde 40 yaş üstü için, büyük bir dert olan yüksek kolesterol, damar sertliği ve yüksek tansiyon bize hayvani gıdalardan geçiyor. Türk Kardiyoloji Derneği'nce ülkemizde bulunduğu tahmin edilen bir milyon ikiyüzbin kalp hastası ve yüksek kolesterollü için en iyi protein kaynaği yine soya. Soyanın yine hayvansal proteinlere kıyasla içerdiği isoflavon ve antioksidanlarla kanserde önleyici ve tedavi edici rolü var.

KRİZDEN SOYA İLE ÇIKABİLİRİZ

- Soya ekimi büyük miktarda refah sağlayıp işsizliği ve göçü engelleyebilecek pratik bir çözüm olmasının yanısıra, sanayide tutkal, benzin, mürekkep, antibiyotik, yem, ilaç, sabun, böcek ilacı, mamalar, garnitürler vb. gibi 400'ün üzerinde endüstriyel ürünün üretiminde kullanılıyor.

- Ancak bütün bu özelliklerine rağmen soya Türkiye'de ne yazık ki yeterince tanınmıyor ve yararlanılmıyor. (Burada masum bir ihmalden söz etmek mümkün mü, takdirlerinize bırakıyoruz!) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder